Ana içeriğe atla

Ultra Sapanca Dağ Koşusu


HİÇ BİTMEYEN YOKUŞ YAPMIŞLAR
                                                                       

YARIŞ…
Yazımın başlığı aslında başınıza gelecek her şeyi anlatıyor…
Güzel Sapanca’nın göl kenarında başlayan koşu 5 km sonra patika yollara geçmenizle bambaşka bir hal alıyor, yarış toplantısında 30km tırmanacaksınız dediklerinde biraz kulak arkası yapmış olmam şimdi bir gerçekle yüzleşmemi sağladı ve tırmanmaya başladık. İlk 1-2 yokuşu hafif tempo koşar adım çıkarken biraz sonra kendimi yormamın anlamı olmadığını fark ettim çünkü yokuşlar bitmiyordu. Bende koş yürü şeklinde ilerlemeye başladım daha 7.km de su mataramı boş bırakmamam gerektiğini farkettiğim için hemen takviye yaparak devam ettim.  15.Km kontrol noktasında biraz beslendikten sonra suyumu yine tamamladım ve hızlı bir şekilde yürümeye başladım.  Artık hava iyice ısınmıştı mevsim itibari ile beklenen yüksek sıcaklık kendini iyiden iyiye hissettiriyordu, bir sonraki su noktasının 22.km’lerde olduğunu düşünüyordum ve tüm tempomu ona göre ayarlayıp giderken çantamdaki ek gıdalardan hurma ile beslenip  su içiyordum o kadar terlemeye başlamıştım ki aklıma start noktasında arkadaşlarımın verdiği tuz tableti geldi iyi geleceğini düşündüğümden  hemen 1 tane attım, emer emmez  bana hiç uygun olmadığını fark ettim  iyice susatmıştı beni,  onun verdiği etki  ile daha fazla su içmeye başladım öyle ki su istasyonun olmasını düşündüğüm ama olmadığı noktada suyum bitmişti… Artık çevrede çeşmede görünmüyordu yapacak bir şey olmadığı için hızımı azaltıp yürümeye başladım, yokuşların hiç acıması yoktu, sıcak bunaltıyor,  susuzluk kurutuyordu. Birçok koşucu bulduğu gölgelerde dinlenerek ilerliyordu. Tam o sırada yukarıdan aşağı inen bir zabıta arabasına işaret edip yavaşlamalarını sağladım, yakınlarda su istasyonu olup olmadığını sordum maalesef cevap olumsuzdu ancak aracın arkasında oturan bir arkadaş sanırım 30k sporcusuydu , 30 km parkurunun 27km’de biteceğini az yolumun kaldığını dayanmamı söyledi ben de bu müjde ile biraz hızlanmaya çalıştım biraz sonra inişli çıkışlı bir yayla bölgesine ulaştım ileride belli belirsiz organizasyon takımının renkleri olan mavi bayrakları görmeye başlayınca biraz rahatladım ama inanın ne adım atacak ne halim ne de içecek suyum vardı. Son bir çırpınışla Unlimited Academy ekibinin hazırladığı 30K finish bölgesine ulaştım. İşte asıl soru burada başladı, görevliler kaç km koştuğunuzu soruyor,  50K derseniz devam mı yoksa  30K da bitirmek ister misiniz diyorlardı. Ah ne güzel bir soru, işte fırsat,  bitiriyorum de tak madalyanı git,  yooook olmaz cevabım çok kolaydı tabi ki  50K’a devam dedim ama su damacanasının başına geçip uzun uzun  su içerken,  çevremde çimlere uzanmış koşuyu bitirmiş koşucuları gördükçe;  Alp bırak ya ne yapıyorsun, sen 50 koşsan ne olur 30 koşsan ne olur iç çekişmeleri ile geçirdiğim dakikalar korkunçtu. Nabzım düşmeye başladıkça daha sakin düşünmeye başladım biraz fotoğraf çekip ardından 30K finish noktasında, bitirenlere madalyalarını takan süper koşucu Mahmut Yavuz ile tanışıp sohbet etme fırsatını değerlendirip artık yollara düşme zamanının geldiğinin farkına varmıştım, suyumu tamamlayıp ceplerime alabildiğim meyvelerden alıp hafif tempo koşmaya başladım. Önümde artık yaklaşık 8km tırmanış kalmıştı gerisi iniş olacaktı. Yazarken çok kolay olsa da koşarken  o sıcakta bu mesafeler kabus oluyor ve ultra maratonlar hakkında öğrenemeyeceğiniz çok şey olduğunun da farkına varıyorsunuz, nedir bu öğrenemeyecekleriniz derseniz,  katılmadığınız her yarış öğrenemeyeceğiniz bir tecrübedir…  Sapanca’ya gelirken 50K ne olabilir ki, çerez kolay hallederim demiştim tırmanış grafiğini bile incelememiştim.   Gel gör ki hiçbir şey tahmin ettiğim gibi gelişmedi birçok kez bırakmayı düşündüm bu anlarda bedeniniz ve beyniniz arasındaki o muhteşem mücadele maçın skorunu tayin ediyor ben de iç seslerime kulak vermeden yola devam dedim acı içinde tırmanış bitmişti bir süre sonra su istasyonuna ulaşıp nerdeyse hiç konuşmadan suyumu doldurdum,  gönüllü arkadaşlar kabalığımı affetsinler odak noktamdan kurtulmak istemediğimden hedefe kilitlenmiş bir şekilde istasyondan ayrıldım artık 10km civarı bir inişim kalmıştı ve tek dileğim iniş ile ilgili sıkıntılar yaşamamaktı.  Bu tür sıkıntılar negatif eğimli antremanlar  yapmadığınızda görülen birşeydir ve ben yaklaşık olarak 1 ay önce Çekmeköy Ultra’da koştuğum 60Km.’lik yarışın meyvelerini almaya başlamıştım, o zaman inemediğim yokuşlar bugün mucizevi şekilde kolay geliyordu ve tırmanışta önüme geçen arkadaşları  bir bir yakalayıp geçiyordum, hızım arttıkça motivasyonum artıyordu ve artık şahane Sapanca manzarası ayaklarımın altındaydı, biraz sonra aşağı indim son km düz bir grafikteydi, finish  alanı NG Hotel Sapanca içinde olacaktı kısa bir süre sonra otele  girdim o andan itibaren hislerimi tarif edemem, bitirmiştim bir yarış daha sona ermişti alkışlar içinde kendimi bir taşın üzerine bıraktım ve doyumsuz mutluluğun keyfini çıkarttım. Her yarışımda bir daha yarışmayacağım desem de biliyorum ki önümde daha çok yarış var. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim, bir sonraki yarışta görüşmek üzere…


YARIŞ NOTLARIM…
Tekrar merhaba, Sapanca Ultra yarışı 26 Haziran 2016’da koşuldu. 7 – 30 ve 50 Km’lik parkurlardan oluşan bu yarışta benim tercihim 50K oldu. Şimdi sizlere Sapanca Ultra yarışının öncesinde ve sonrasında neler ile karşılaşabilirsiniz bunları paylaşmak istiyorum.
Konaklama için yarışa sponsor olan NG Hotel Sapanca iyi bir tercih olabilir, yarışçılar için oldukça güzel indirimler yapıyorlar yada benim gibi göl kenarında Start alanına çok uzak olmayan manzarası harika bir yerde çadırda konaklamayı tercih edebilirsiniz. Peki Sapanca’ya çok uzak olmayan illerden gelen katılımcılar için başka bir çözüm olabilir mi? evet olabilir eğer benim gibi İstanbul’da yaşıyorsanız ve kendi aracınız varsa, sabah  06:00 gibi hareket edip 07:00 sularında Start alanında olup kayıt ve hazırlıklarınızı tamamlayabilirsiniz açıkçası gelecek yıl benim tercihim bu yönde olacaktır. Eğer aracınızı NG otel otoparkına bırakırsanız bu da işinizi kolaylaştıracaktır çünkü sabah 07:30’da otelden start alanına servisler var bu şekilde kayıt işlemlerinizi yine kolayca halledip yarışa başlayabilirsiniz. Dönüşte de finish otelde olduğu için kolaylıkla aracınızdan yedek kıyafetlerinizi alıp duşunuzu  alıp otelde bir süre dinlendikten sonra dönüş yolculuğunuza başlayabilirsiniz.
Bu yarış için ayakkabı tercihim Nike Terra Kiger3 oldu ancak yol koşularında kullandığım Nike Pegasuslar da bu parkuru kaldırabilirlerdi. Yiyecek konusunda tavsiyem sizi susatmayacak gıdalar seçmeniz yönünde olacaktır ve mutlaka sıcak ve nemli hava koşulları için antremanlı olun.  Sağlık ve spor dolu günler dilerim.
TÜM GÖNÜLLÜ ARKADAŞLARA, UNLİMİTED ACADEMY, NG HOTELS ve  SAPANCA BELEDİYESİNE ÇALIŞANLARINA SONSUZ TEŞEKKÜRLER…


KAMP ALANI
NG HOTELS FINISH ALANI
30K FINISH ALANI YAYLA BÖLGESİ
UÇAN ADAM MAHMUT YAVUZ
SAPANCA'YA VEDA

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Salomon Kapadokya Ultra Trail 116 KM 3400M+

YİNE YENİDEN GÜZEL KAPADOKYA… 2015 yılında Kapadokya Ultra maratonunda 60 km koşup finish çizgisine geldiğimde 110 km için hazırlananları izleyip, inanılmaz bu çılgınlık demiştim ancak kendime itiraf edemesem de içimde bir yerlerde bunu yaşama arzusu çoktan alev almıştı bile… ÜŞÜYORUM… Üzerinden 2 gün geçti, yarış 22 Ekim günü başladı, benim için 23 Ekim 05:40 da bitti. Bugün 25 Ekim ve ben hala üşüyorum düşündükçe de   içim donuyor. Neyse en iyisi baştan başlamak hadi 1 Ocak 2016’ya dönelim… HAZIRLIKLAR Bu yarışa hazırlanmanın en iyi yolu antremanların arasına yarışlar koymaktı ve ilki 16 Nisan tarihindeki İznik Ultra 80k oldu. Bu yarış için 3 aylık bir program uyguladım ardından 3 yarışa daha katıldım Mayıs ayında Çekmeköy ultra 60k, 26 Haziran Sapanca ultra 50K ve son olarak Eylül ayında Kaçkar ultra 64K . Doğa harikası Kaçkar ultra zorluk derecesi ile gerçekten müthiş bir antreman olmuştu fakat yarattığı yorgunluk 1 ay sonra başlayacak Kapadokya ultra

ÇEKİRDEK - Salomon Kapadokya Ultra 30K- 2017

Senin için çekirdek yemek kadar kolay, kulağa hoş geliyor aslında, koş gitsin, sen ne kilometreler katettin bunumu yapamayacaksın, belki de yapamam belki de yaparım, haydi bu sefer de hislerimiz üzerinden bir ultra koşuya bakalım... Salomon Kapadokya Ultra 30K- 2017 120 kilometrelik Utmb/Tds maratonum 1 Eylül'de sona erdiğinde sıradaki hedefim aylar öncesinde belliydi, Türkiye'nin en iyi yarışlarından biri olan Kapadokya Ultra maratonunda 60k koşacaktım ancak daha önceki yıllarda 110k ve 60k parkurlarını tamamlamış olduğumdan 36k'da koşmaya karar verdim böylece hem tüm parkurları tamamlamış olacak hem de kendime daha kolay bir koşu ile ödül vermiş olacaktım. Kazın ayağı böylemi bunu daha sonra anlatacağım şimdilik yarış öncesine dönelim... Yarışlara mümkün olan en erken tarih ve saatte gitmeye çalışırım, ortama alışmak son hazırlıklarınızı rahat rahat yapmak çok önemlidir, bu sebeble 20 Ekim sabahı erken bir uçuşla güzel Ürgüp sokaklarının havasını teneffüs etmeye

Latmos Ultra 2021

Bodrum-İstanbul güzergahındaki Bafa gölü, birçoğumuzun mola verip çaylarımızı yudumlayıp yolumuza devam ettiğimiz bir su kıyısı gibi akıllarda yer eder. Geçen haftaya kadar benim içinde öyle olan Bafa gölü, Limitsensin'in düzenlediği Latmos Ultra Maraton'una katılmamla bambaşka bir çerçeveye büründü... Bafa gölünün arkasına geçmenizle birlikte sizi kucaklayan eski Karia yolu, aklınızı başınızdan alıyor... Yarış 10/17/45k.lık oldukça tırmanışlı ve sert zeminli parkurlarda koşulmakta. Organizasyon genel olarak oldukça başarılıyken, Otel ve pansiyonların kendilerine daha fazla yatırım yapmaları gerekiyor bu sebeple konaklama konusunda beklentilerinizi çok yüksek tutmayın. İleride Turizm bakanlığının da destekleri, biz koşucuların bölgeye yapacakları tanıtımlarla belki daha sevimli daha konforlu bir hale geleceklerdir... Yarışçılara özel birkaç not düşmem gerekirse, zemini iyi tutan ayakkabılar şart bunun yanında 17k parkuruna katılacaklar o kadar zorunlu malzemeyi taşımamak is