Salomon Kapadokya Ultra 30K- 2017
120 kilometrelik Utmb/Tds maratonum 1 Eylül'de sona erdiğinde sıradaki hedefim aylar öncesinde belliydi, Türkiye'nin en iyi yarışlarından biri olan Kapadokya Ultra maratonunda 60k koşacaktım ancak daha önceki yıllarda 110k ve 60k parkurlarını tamamlamış olduğumdan 36k'da koşmaya karar verdim böylece hem tüm parkurları tamamlamış olacak hem de kendime daha kolay bir koşu ile ödül vermiş olacaktım. Kazın ayağı böylemi bunu daha sonra anlatacağım şimdilik yarış öncesine dönelim...
Yarışlara mümkün olan en erken tarih ve saatte gitmeye çalışırım, ortama alışmak son hazırlıklarınızı rahat rahat yapmak çok önemlidir, bu sebeble 20 Ekim sabahı erken bir uçuşla güzel Ürgüp sokaklarının havasını teneffüs etmeye başladım. Dost sohbetleri, fuar alanını gezmek, kayıt işlemlerini tamamlamak derken bakmışsınız uyku vakti gelivermiş, işte bu sebeple programınızı çok iyi yapmalısınız.
Ultra maratonlar koşucuların kafa olarak çok rahat olmalarını gerektiren spor dallarından birisi aklınızda endişe edecek hiçbir şey kalmamalı, antrenman yaptınız bitti artık, antrenman düşünemezsiniz, çanta, suluk, ayakkabı, forma, tayt, şapka, bandana, elektrolit, jel; bırakın bunları artık çok geç, şimdi uyku ve elinizde olanlara güvenme vakti, bütün bunları planlamış olmanız gerekiyordu şu andan sonra size verebileceğim tek tavsiye: Tadını çıkartın...
2015 yılı da benim için işte böyle bir yıldı. 45 kilometrelik Çekmeköy ultra maratonunu tamamlayınca hemen Kapadokya 60k için hazırlık yapmaya başladım, üstelik sadece bulabildiğim makaleleri okuyarak çok acemi bir şekilde hazırlanıyordum, sonunda Kayseri havalimanında uçaktan inip beni Ürgüp'e götürecek servisi beklerken buldum kendimi, çevremdeki koşucuların sohbetlerine kulak misafiri oluyordum anlatılanları duydukça endişelerim büyüdükçe büyüyordu sonunda kendime geldim tüm olumsuz hislerimden arınmalıydım tamam da ne yapacaktım, durdum ve şunu söyledim kendime: Alp, eğlen her anın her kilometrenin tadını çıkart. İşte benim ultra yolculuğum böyle başladı, hazırlıklar ya bitmişdir yada bitmişdir artık sıra bu müthiş yolculuğun tadını çıkartmakta...
21 Ekim 2017 Saat : 07:00
110k ve 60k koşucuları başlangıç noktasındaki yerlerini aldılar, Sabah erkenden arkadaşlarıma bir parça moral verebilmek için aralarına karışıyorum herkese başarılar diledikten sonra 1-2 fotoğraf çekebilmek için yukarı ilerliyorum ardından büyük maraton başlıyor ve bende ekipmanımı almak üzere otele dönüyorum, tam zamanında başlangıçtayım, artık benim eğlence zamanım geliyor.Kazın Ayağı...
Niye öyle değil biliyormusunuz çünkü insanız ve hislerimiz çok çabuk değişebiliyor, ben yarış öncesi kendimi çok iyi bildiğim için aslında en sağlıklı süreyi çoktan belirlemiştim fakat yarış öncesi sohbetler acaba çok mu abartıyorum hemen koşup geleceğim evet aslında tempomu biraz arttırmayı düşünebilirim gibi kafanızda soru işaretleri oluşturabiliyor, bunun yanında koşu sırasında planlarınızın dışında etkenler karşınıza çıkabiliyor üstelik bu etkenlerin oldukça fazla olabileceğini sakın aklınızdan çıkarmayın, sizi kendisine yakın görüp hiç susmayan iyi niyetli, sohbet meraklısı bir koşucu, kurtulmak için ekstra efor sarfetmenize sebep olabilir, hava şartları, zemin, irtifa, zorlu patika geçişleri, bunların hepsi planlarınızı alt üst edebilir, bu yüzden ne kendinizi başka bir koşucu arkadaşınız ile kıyaslayın ne de hiç bir patika yarışını hafife alın...Yeni başlayacak arkadaşların üstteki etkenleri göz önüne almadıklarını çoğu zaman es geçtiklerini biliyorum, genellikle çok keyifli ve basit bir hesap yapıyorlar: Evet 10k koştum 15 de koşabiliyorum üzerine iki tane de 20k atarsak oldu bu iş, 20 koşan 36 kilometrelik yarışı havada karada halleder, işte kazın ayağı burada devreye giriyor... Patika yarışlarına patikada hazırlanmak gerekir en azından haftada 1-2 günü arazide geçirmek vücudu zorlu koşullara alıştırmak için çok önemlidir, bunun yanında kuvvet antrenmanları, hız antrenmanları ve yarıştan 3-4 hafta önce mental olarak sizi hazırlayacak uzun koşular yapmalısınız üstelik Kapadokya Ultra 36k parkuru yeni başlayanlar için çok sert bir zaman limiti veriyor; 6 saat ve bu oldukça tehlikeli, kendi koşuma bir türlü gelmediğimin farkındayım ondan da bahsedeceğim fakat bu yazımda yeni başlayanlar için ufak tefek notlar olsun istedim belki bir arkadaşın işine yarar...
Nefes Nefese...
İlk çıkışlarım hep böyle oluyor soluk soluğa koşuyorum, birkaç kilometrenin ardından tam rahatlıyorum derken sol kaval kemiğimde bir ağrı hissediyorum durmak zorunda kalıyorum ayakkabı bağcıklarımı gevşetip devam ediyorum ardından ağrı tekrar saplanıyor tekrar duruyorum ve bağcıkları daha fazla gevşetiyorum tekrar koşuyorum ama ağrı bırakmıyor peşimi, aklıma gece dizim için alelacele yaptığım kinesyo bant uygulaması geliyor hiç tereddüt etmeden söküp alıyorum hepsini birkaç dakika sonra ağrılarım geçiyor suçlu şimdilik kinesyo görünüyor, artık daha rahatım kısa bir süre sonra 2 kontrol noktasından birincisine varıyorum 10.km.deyim ve acelem yüzünden suluklarımı yerine takmakta zorlanıp 1-2 dakika kaybederek yola devam ediyorum, bu bölümü sakin koş yürü şeklinde geçerken, hoş sohbet bir koşucu yanıma geliyor, sohbet edip dikkatimi dağıtmamak için hızlanmaya çalışıyorum ama beni sevmiş olmalı ki hemen yanıma geliyor, genelde sohbet etmeyi severim ama koşu sırasında değil, tekrar hızlanıyorum tekrar geliyor bu mücadele bir süre daha devam ediyor sonunda ne kadar gücüm varsa kullanıp oradan uzaklaşmayı başarıyorum, hemen ardından bir jel kullanıp 20.km.e kadar tempo yapmaya karar veriyorum istikrarlı bir şekilde 2.kontrol noktasına ulaşıyorum burada tuzlu birşeyler atıştırıp cebime 2-3 parça kaşar peyniri atıp oradan ayrılıyorum artık son 16 km...Güzel Kapadokya...
Hem de öyle güzel öyle içten ki, peri bacalarına sarılmış ince uzun kıvrık kolları sizi kendine çekiyor, bazen hiddetle bazen sevgi ile sarıyor, kızdığında kaçmanız imkansız öyle hızlı sarsıyor ki göz gözü görmüyor, bir toz bulutu kaplıyor her yanı, kollarını indirdiğinde ise kapılar açılıyor koşmaya başlıyorsunuz, koşuyorsunuz, koşuyorsunuz, ta ki durmanız gerekene kadar... 25.kilometreyi geçmek üzereyken sol ayağım bir anda döndü ve burkuldu, hemen durup derin bir nefes aldım hızlı karar aşamasındaydım, hemen koşmaya devam ettim kısa bir süre keklik gibi sektikten sonra idare edebileceğime karar verip devam ettim, ilginç olan yürürken ağrının artması koşarken azalması idi, evet bunun daha iyi olduğunu düşünebilirsiniz fakat planlarının dışında hızlı gidip yorgun düşmüş vücudu koşturmak bir hayli zor oluyordu fakat devam etmeye şartları zorlamaya bayılıyorum, bu arada ayağım burkulduğu andan şu satırları yazdığım ana kadar ayakkabılarımı suçluyordum ancak şimdi fark ettim ki asıl suçlu ben olabilirim, yarışın başlarında 2 kez gevşettiğim bağcıklarımı ağrılarım geçtikten sonra tekrar sıkılaştırmayı unutmuştum ah Alp ah...Bundan sonrası oldukça endişesiz geçiyor, herzaman yaptığım gibi son kilometreleri eğlenerek geçiyorum ve tüm doğayı, koşucuları, Ürgüp'lü teyzeleri selamlayarak bitiş çizgisine varıyorum.
Okuduğunuz için teşekkürler, teşekkürler canım ailem, sevgili Mask etkinlik hizmetleri ailesi, Intersport Running Team 3.Grup ve hiçbir koşulda yalnız hissettirmeyen takımım Aydos 537, hepinize saygılarımı sunuyorum...
Fotoğraflar ve ekipman bilgileri aşağıda, bundan sonrası benim için parti zamanı, bana ve tüm koşuculara iyi eğlenceler...
Kapadokya'da görüşmek üzere..
Ekipmanlar...
Çanta: Salomon S-Lab skin adv 12 - puanım * 9
Ayakkabı: Columbia Mountrail Colorado2
Genel izlenimlerim, taban desteği fevkalade, yol tutuşu çok başarılı ancak bu ayakkabı için de genel sıkıntılarım aynen devam edecek gibi ayakkabının üst kısmı ayağı biraz daha iyi sarabilir. Puanım *8
Şort: Kalenji puanım *9
Beslenme konusunda gitgide daha fazla tecrübe kazanıyorum bu konudaki tavsiyem uzun koşularınızda mutlaka beslenme provalarınızı yapmanız yönünde olacaktır, unutmayın bana iyi gelen sizi rahatsız edebilir.
BİZİM TAKIM AYDOS 537 |
AYDOS 537 |
START ÖNCESİ MORALLER ŞAHANE |
INTERSPORT RUNNING TEAM 3. GRUP |
110K ŞAMPİYONU GEDIMINAS |
BİZİM ÇOCUKLAR KOŞARKEN |
GÜZEL KAPADOKYA SENEYE GÖRÜŞMEK ÜZERE... |
*Fotoğraflar için bir teşekkür de organizasyona...
Alp yazın nefis olmuş, eline sağlık
YanıtlaSilDokturmussun ustadim, ellerine saglik 👏👏
YanıtlaSilTebrikler Abi. Ağzına sağlık
YanıtlaSilAlp,
YanıtlaSiloldukça güzel bir yazı olmuş.
akıcı anlatımına 9 veriyorum.